2 Haziran 2015 Salı

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz:"Türkiye kendi savaş uçağını üretecek"



Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz:"Türkiye kendi savaş uçağını üretecek"


Cumhuriyetin 100. yılına özel "2023 hedefleri" için ekonomik hamlelere bir yenisi daha eklendi. Türkiye, kendi savaş uçağını üretmek için düğmeye bastı.


Savunma sanayi alanında önemli projelerin hayata geçirildiği Türkiye'de, 2023 hedefleri kapsamında silahlı kuvvetlerin temel ihtiyaçlarının tamamının ülke sınırları içinde üretilmesi hedefleniyor.


Bu kapsamda, kendi milli tankını, gemisini, helikopterini, eğitim uçağını, füzesini ve piyade tüfeği gibi temel silahları üretmeyi başaran Türkiye'de yeni hedef savaş uçağı.


Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, savunma sanayi yatırımlarına büyük önem verdiklerini belirterek, bu sayede Türk ordusunun daha fazla güçlendiğini söyledi. Yüzde 55'i yerli Türk ordusunun, şu anda dünyanın en büyük 10 ordusu arasında yer aldığına dikkat çeken Yılmaz, "Şimdi silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacının yüzde 55'ini karşılıyoruz. 


2023'e geldiğimizde silahlı kuvvetlerimizin temel ihtiyaçlarının tamamını karşılayabilmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda projelerimiz ve çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.


Karada, denizde ve havada kendi araçlarını kullanan bir ordu hedeflediklerini, bu kapsamda da savaş uçağına ihtiyaç duyulduğunu bildirerek, şunları kaydetti: "Kendi gemimizi yapıyoruz, kara araçlarımızın hepsini yapıyoruz. Tank da buna dahildir. Milli helikopterimizi ve eğitimi uçağımızı da yapıyoruz. Savaş uçağını da yaptığımız zaman silahlı kuvvetlerimizin savunma silahlarını Türkiye'de üretmiş olacağız."

http://www.bursadabugun.com/haber/turkiye-kendi-savas-ucagini-uretecek-494001.html


AÇIKLAMALI YORUM:


Daha kendi otomobilini %100 üretemeyen bir ülkede,yöneticiler,nasıl olurda kendi helikopterimizi,tankımızı ürettiğini iddia ederler? Üstüne üstlük savaş uçağı üreteceklerinide iddia ederler.


Gerçi,Devrim,Türkiye'de tasarlanan ve üretilen ilk otomobil. 1961 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in talimatıyla, Eskişehir Demiryolu Fabrikasında (TÜLOMSAŞ), 129 günde 4 adet otomobil,3 farklı tipte 10 adet motor üretilmişti.Seri üretime geçilemedi.Bundan sonrada %100 yerli otomobil üretilemedi.


1961 yılında 4 adet üretilen DEVRİM Otomobillerinden sadece birisi günümüze ulaşmıştır. Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi A.Ş. TÜLOMSAŞ/Eskişehir bahçesinde, özel olarak yapılan camlı garajda muhafaza edilen DEVRİM Otomobili halen çalışır durumdadır.


Ülkemizde KOÇ’un TOFAŞ fabrikalarında üretilen,Türk ismi verilen,Doğan,Şahin,Kartal,Serçe vs.motorları yurt dışından İtalya FIAT Motor fabrikalarından gelmiştir.


Halen KOÇ firması ülkemizde fabrikalarında ürettiği diğer marka otomobillerin motorlarını İtalya FIAT Motor fabrikalarından getirtmekte,burada montajı yapılmaktadır.


Ayrıca FORD marka otomobillerin motorlarıda Almanya’dan gelmekte.


Fransız Renault firmasıda,ülkemizde ürettiği otomobillerin motorlarıda Fransa’dan gelmektedir.Burda montajı yapılmaktadır.


Yani Türkiye’de %100 yerli otomobil üretilmiyor.Bilindiği gibi motor otomobillerin,diğer araçların kalbidir.Motor üretilmedikten sonra diğer parçalar ülkemizde üretilse bile ne önemi var?


Otomobillerin en önemli parçası olan motor yurt dışından gelmekteyken,nasıl oluyorda,AKP reklamlarında,bırakın normal otomobilleri,kendi elektrikli otomobillerimizi üretiyoruz diye yalan reklam yapıyorlar?


Altay tankı ise en iyi ihtimalle 2017 de seri üretilmeye başlanacağı söyleniyorTürkiye herhangi bir uçak üretmediği gibi,tankda üretmiyor. 


Türkiye'de herhangi bir uçak üretimi için bir yapılanma yok.
Seçim nedeniyle bir Alman firmasıyla ön protokol yapıldı.
O da milli değil tamamen yabancı bir uçak.Seçimden sonra askıya alınacak.Bir dahaki seçimlere kadar ses çıkmayacak.


Altay tankı Koç’un Otokar firması tarafından,motoru Kore’den alınan ve önemli parçaları yurt dışından temin edilen bir tank.Toplam 3 adet numune üretildi. 2 si gösterme amaçlı aktif değil.Biri komple çalışıyor.Üretime en erken 2017de başlanması planlanıyor.2-3 sene uzaması muhtemel. Atak helikopteri tasarımı %100 italyan. Motoru Amerikan .1995 senesinde %100 Türk üretimi olması için anlaşma yapıldı.Ama AKP iktidarında motor tasarım herşeyi yabancı.Sadece ismi Türk bi ucube çıktı ortaya.



AK PARTİNİN KENDİ SİTESİNE BAKARSANIZ GÖRÜRSÜNÜZ. SERİ MİLLİ TANK ÜRETİMİNE BAŞLANMAMIŞ.


Milli tank üretimi başlıyor.

Türk Savunma Sanayiinin en büyük hedeflerinden biri olan ilk Türk muharebe tankı ‘Altay’ın tasarımını tamamladık. ‘Altay’ tanklarının seri üretimi 2017 yılında başlayacak.


https://www.akparti.org.tr/site/hedef/2131/milli-tank-uretimi-basliyor


F16 larıda biz üretmiyoruz. Motorları yurt dışından gelmekte.Burda monte yani montajını yapıyoruz.Kısaca parçaları motorları sandıklarda geliyor,biz vidalıyoruz. Yazılım güncelleştirmelerini İSRAİL yapıyor. 


Ayrıca F16 yı komple bize hediye etseler biz üretsek ne olacak? 40 senelik eski teknoloji.


Türkiye’deki yolcu uçakları ise hangarlarda,uçakların yurt dışından gelen parçalarla bakımı,tamiri yapılmaktadır,üretimi yoktur.


Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda,Türk Hava Kuvvetleri yalnızca 3 bölükten ibaretti. Bölükler İzmir, Afyon ve Bandırma’da idi. Bir Deniz Hava Bölüğü de İzmir’de bulunuyordu. Havacılık alanında yaşanan gelişmelerin oldukça gerisinde kalmıştık. 1. Dünya Savaşı sırasında tüm dünyada 165.000 (yüz altmış beş bin) uçak üretilirken, Osmanlı Devleti’nin envanterine topu topu 300, Alman Paşa Bölükleri de dahil edilirse 450 uçak girmişti.


16 Şubat 1925 tarihinde kurulan “Türk Tayyare Cemiyeti” oldu. Başlıca gelir kaynakları Tayyare Piyangosu (bugünkü Milli Piyango), zekat, fitre ve kurban derileri, çeşitli imtiyazlar ve Türk halkının yaptığı bağışlar olan Türk Tayyare Cemiyeti yalnızca üç ay içinde yurt genelinde 100 şube açtı. Yapılan bağışlarla orduya kazandırılan uçak sayısı 1936’da 300’ü geçecekti.


1925 yılının Mart ayında Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi olarak atanan Kemaleddin Sami Bey,Ankara hükümetinin bir uçak fabrikası kurma arzusunda olduğunu bildiğinden Alman firmalarında incelemelerde bulunuyordu.


Alman Junkers ile yapılan görüşmeler kısa sürede olumlu sonuçlanmış, 15 Ağustos 1925 tarihinde Türk hükümeti ve Junkers temsilcileri arasında Türkiye’de kurulacak fabrikanın sözleşmesi imzalanmıştı. 


Sözleşme uyarınca Junkers ve Türk Hava Kurumu’nun ortağı olduğu şirketin adı TOMTAŞ (Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi) olarak belirlendi.Şirketin 125.000 TL’lik ilk sermayesi de Türk Hava Kurumu tarafından karşılandı. Fabrikanın yılda 250 uçak üretmesi hedefleniyordu.


İnşa çalışmalarının ilk aşaması söz verilen tarihte bitirildi. Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey ve Milli Savunma Bakanı Recep Peker’in de katıldığı resmi törenle TOMTAŞ 6 Ekim 1926’da açıldı.Toplam 6 hangardan oluşan ve 500 Kw’lık bir güç santrali kurulan fabrikanın ilk aşamasında 50 Türk ve 120 Alman işçi çalışıyordu. Fabrikada çalışacak Türk personel daha önce gruplar halinde Almanya’ya gönderilerek gerekli eğitimi almışlardı.


Sonuçta Junkers,3 Mayıs 1928’de 520.000 Lira karşılığında tüm haklarından vazgeçerek hisselerini Türk Hava Kurumu’na devreder ve ortaklıktan ayrılır.Fabrika 1929 yılı boyunca kapalı kalmasına karşın bakım ve onarım işlerini sürdürür.1931 yılında tamamen Milli Savunma Bakanlığı’na devredilen fabrika, Kayseri Tayyare Fabrikası adıyla yeniden açılır. 


Ertesi yıl uçak üretimi için ilk anlaşmasını Amerikan The Curtiss Aeroplane and Motor Company Inc. ile yapan Kayseri Tayyare Fabrikası kapanana kadar çeşitli Amerikan, Alman, İngiliz ve Polonya uçakları üretir.Fabrikanın ürettiği son uçaklar ise İngilizlerden alınan lisans altında üretilen Miles Magister tipi eğitim uçakları olur.


İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan Amerikan Marshall yardımları kapsamında Türkiye’ye bol miktarda ABD uçağı girmesi ile birlikte Türkiye üretmek yerine satın almayı benimseyince fabrikada artık üretim yapılmaz. Hazıra alıştırılan Türkiye’nin uçak üretimi konusunda kazandığı deneyimler de bir çırpıda heba edilir. Kayseri Tayyare Fabrikası’nın tesisleri, uçak bakım ve onarımı amacıyla 1950’de Kayseri Hava İkmal ve Bakım Merkezi olur.


Oysa Türkiye’den hemen önce Sovyetler Birliği’nde Junkers tarafından kurulan fabrika heba edilmemiş, Ruslar bu fabrikayı daha da geliştirerek Sovyet hava sanayinin temelini atmışlardır. Kubishev’de kurulan bu fabrika, Mig ve Tupolev gibi havacılık tarihinin efsanelerin doğum yeri olacak, Junkers mühendislerinin geliştirdiği jet motorları Sovyet/Rus teknolojisinin temelini oluşturacaktı. Türkiye’nin Amerikan yardımlarına alıştırılıp üretimden vazgeçmesi,TOMTAŞ’ın yaşatılamaması büyük bir kayıp ve başarısızlıktır.


http://www.frmtr.com/tarih/5426652-tomtas-turkiye-nin-ilk-ucak-fabrikasinin-oykusu.html


Günümüzde önemli olan,Erbakan Hoca’nın dediği gibi,hafif sanayi değil,ağır sanayi.Yani motor ve makine fabrikalarının açılması.Kendi motorumuzu ve makinemizi üretip hem iç piyasaya hemde dış piyasaya satmak.


Nitekim Erbakan Hoca pancar motor fabrikasını açmış.
1996 yılında Uçak ve otomobil lastiği üreten PETLAS fabrikasını ve KOMBASSAN KANUNİ marka motorsiklet üreten fabrikasını açmıştır.


Haberleşme Uydularını biz üretiyoruz iddiasına gelince.

TÜRKSAT Uydularını Japonlarla birlikte yapıyoruz.
TÜRKSAT 3A, Fransız Guyanası'ndan fırlatıldı.
Türksat 4A Uydumuz Kazakistanda bulunan Baykonur Uzay Üssünden fırlatılmıştır.



Türksat-4A ve Türksat-4B haberleşme uydularının üreticisi Mitsubishi Electric Corporation (MELCO) firmasıdır. 


TÜRKSAT-4A ve TÜRKSAT-4B projesinin uydu üretim teknolojisi transfer programına katılan Türksat mühendisleri,Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAİ) tesislerinde TÜRKSAT A.Ş.'nin de katılımıyla kurulum çalışması hâlen devam etmekte olan Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test (UMET) tesislerinde başta TÜRKSAT-5A (Peykom-1) olmak üzere Türkiye'nin kendi haberleşme ve gözlem uydularını üreteceklerdir. 


http://www.uyduca.net/2014/01/turksat-uydulari.html



Türkiye’de G-3piyade tüfekleri MKE’de üretilmekte.
Günümüzde G3 tüfekleri bir sürü varyasyonlarıyla birçok ülkede hizmettedir. Türkiye de G3 kullanan ülkeler arasındadır. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu(MKE), G3A7 adlı tüfeğin lisansını alarak üretmektedir ve TSK tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. 



Bu tüfekler 1960 yılından beri seri üretilmekte.

Üretici firmalar:

Heckler & Koch, Rheinmetall,SEDENA,Defense Industries Organization, FBP, Hellenic Arms Industry, Kongsberg Våpenfabrikk, MAS, Military Industry Corporation, MKEK, Pakistan Ordnance Factories, Royal Ordnance



Gemi inşaa,bakım onarımına gelince;


İstinye Tersanesi, Yüz yıla yakın bir süreyle, Marmara Denizi ile Karadeniz arasında İstanbul boğazının en stratejik noktalarından biri olan İstinye Koyu'nda kurulmuş tershane. Hem tamir servis hem de gemi inşaatları düzeyinde uzun yıllar boyunca büyük hizmetler vermiştir.


Gölcük Tersanesi (Diğer adı: Gölcük Donanma Tersanesi), Marmara Denizi'nin Doğu kıyısında Gölcük Deniz Üssü içindeTürk Deniz Kuvvetleri'ne ait gemilerin de bulunduğu tersane.


1926 yılında kurulan tersane askeri gemilerin bakımı için hizmet vermekte olup 3221 aktif personel olmak üzere toplam 121.466 m²'lik (1.307.450 m²) alan üzerinde bulunmaktadır. 


I.Dünya Savaşı'nda Türk Deniz Kuvvetleri'ne ile Alman Deniz Kuvvetleri'ne ait gemilerin bakım ve onarımının sağlanması için kurulan tersane, Türk boğazları üzerindeki Lozan Antlaşmasıhükümleri çerçevesince tesis üzerinde askeri üs kullanımı kaldırılmıştır.


Tersane bugün denizaltı gibi gemiler dahil gemi inşa kapasitesine sahip olmakta olup, İstanbul'da bulunan Tuzla Tersanesi'nden sonra Türkiye'nin ikinci en büyük gemi inşa tesisidir.

Yani gemi inşası üretimi yeni değil.100 yıllık geçmişi var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder