Süt Bankası Projesi'nden vazgeçilsin çağrısı
Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaya koymak için hazırlık yaptığı Süt Bankası Projesi'ne tepkiler sürüyor. Din adamları ve STK temsilcileri, Sağlık Bakanı'nın projeden bir an önce vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
Süt kardeş evliliklerinin ve itikadi açıdan sakat olabilecek süt annelerin, büyük bir vebal olduğuna dikkat çeken din adamları ve STK temsilcileri..., bakanlığın projeden vazgeçmesini istedi.
Sağlık Bakanlığı'nın Süt Bankası Projesi eleştiri toplamaya devam ediyor. Anne sütü alamayan bebeklerin anne sütünden mahrum kalmalarını engellemek ve bebek ölümlerinin önüne geçmek maksadıyla bakanlık tarafından uygulamaya geçirilecek olan süt bankasıyla birçok bebeğin başka annelerin sütleri ile beslenmesi planlanıyor.
Ancak söz konusu uygulamanın getireceği tehlikeler konusunda endişeler son bulmuyor.
"BAKAN'IN YAPACAĞI İŞ, BU YANLIŞ GİRİŞİMİ GERİ ÇEKMEKTİR"
Akit'e konuşan Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer, Sağlık Bakanı'nın projeden bir an önce vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Birilerinin Başbakan'a şirin gözükmeye çalıştığını savunan Özer, "Şimdi Başbakan Erdoğan'dan bakanına talimat verip bu hem dini açıdan yasak hem de genetik açıdan tehlikeli oyuna son vermesini bekliyoruz. Aksi halde orta vadede birçok yasak evliliğin oluşmasına yol açabilir. Girişimin doğru olmadığını bakanlık da görmüş olmalı ki, Bakan'ın her yeni açıklaması bir adım geri çekilme şeklinde oluyor" dedi.
MÜSLÜMAN HASSASİYETİ GÖZETİLMİYOR
Anne sütü bankası girişiminin Müslümanların hassasiyetlerini ve inanç değerlerini hiç önemsemediğini dile getiren Özer, "Bebekte emdiği anneden genetik geçiş olduğunu biliyoruz. Cenab-ı Hak'kın açık bir dille sütanne ve sütkardeşlerin evliliğini yasaklamasının en büyük hikmeti de bu olsa gerek" ifadelerini kullandı.
ÇEKER: "KAYIT ALTINA ALINMASI ZORDUR, SİVİL BIRAKILMALIDIR"
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof.Dr. Orhan Çeker ise süt kardeşliğin dinimizdeki önemine dikkat çekti. Çeker, "Dinimizde bir çocuk belli şartlarda bir kadından süt emdiği zaman o kadının kendi çocuğu gibi olur. Dolayısıyla kadının kendisine ait bir çocuğa nikâh açısından kim haram oluyorsa emen çocuk için de onlar haram olur. Bu genel ilkedir" diye konuştu. Kadınların sütlerini bir depoda biriktirmeleri ve çocuklara vermeleri sonucunda bu akrabalığın meydana geleceğini söyleyen Çeker, "Bakan'ın açıkladığı gibi kayıt altına alınır da hangi kadının hangi çocuğa süt verdiği güzel bir şekilde tutulursa bunun sakıncası olmaz ama bunun becerilebileceği kanaatine değilim" dedi. Çeker, konunun çok karmaşık olmasından dolayı kayıt altına alınmasının neredeyse imkânsız olduğunu dile getirerek, "Dolayısıyla bu işe hileler de karışabilir. Kanaatimce bu işi halk nezdinde işleyip bunun gerekliliğine halkı teşvik edip sivil bırakmak daha iyi olur. Ama bu işleri anne sütünün en faydalı olduğu, benzeri bulunmadığı ve mucizevi bir besin kaynağı olduğu anlatılmalı. Hanımlar, çocukları emzirmeye teşvik edilmeli, süt anneliği teşvik edilmeli" diye konuştu. Çeker ayrıca "Ancak bunu sivil bırakmalı, annelerin tercihine bırakmalı. Bunu herkes sivil olarak yapar da takip ederse bu bilinir. Bunu kişi isterse şahitler huzurunda kayıt ettirebilir ve bu daha kolay olur. Eğer biz bunu sivil bırakırsak çocuk sahipleri de kime emzirteceklerini iyi tespit edebilirler. Bu süt anne seçme hakkını da insanlara tanır" açıklamasında bulundu.
KARAMAN: SİSTEM KAYIT EKSİKLİĞİNİ GİDERECEK
İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, süt bankasına yönelik tedbirleri dini kurallar açısından değerlendirdi ve şu bilgileri verdi: Anne sütü almadığı takdirde ölecek, hasta olacak veya sakat kalacak bebeklere başka bir kadının sütünün verilmesi zaruret nedeniyle din yönünden gereklidir. Dini bakımdan bir bebeğe bir süt anne zarureti ya da bağışçının bebeği ile alıcı bebeğin aynı cins olması zorunluluğu yoktur. Bir bebek, birden fazla kadından da süt alabilir ve bu kadınların tamamı onun süt annesi; süt annenin yan hısımları da bebeğin süt akrabası olurlar. Ancak güvenli bir kayıt sistemi, donör ve alıcının kimliklerinin kayıt altına alınması ve her iki tarafa da bildirilmesi önemlidir. Şimdiye kadar hem kayıt altına alma hem de nüfusa işleme ihmal edildi. 5 yıldan sonra ve her 5 yıllık periyotta ailelerin bilgilendirilecek olması da süt kardeşlerin ileride evlenmelerini önlemek için faydalıdır.
PROF. AKMAN: KAN BANKASI GİBİ CİDDİ BİR İŞ
Doktorlar da süt bankasının dini ve psikolojik yönden Türk aileleri için hassas bir konu olduğuna işaret etti. Liv Hospital Çocuk Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. İpek Akman, şu uyarılarda bulundu: Kimliklerin ailelere bildirilmesi çok önemli. Süt anneliğinin yüzyıllardır bilinen bir uygulama. Genetik yapıyı değiştirici olup olmadığı konusunda kesin bir görüş yoktur. Anne sütü bankacılığı da kan bankacılığı kadar ciddi bir iştir. Zira anne sütüyle AIDS virüsü (HIV) gibi enfeksiyonları bulaşabileceğinden, pastörize edilmemiş sütler bebeklere verilmemelidir. Anne sütü vericileri CMV, HIV, Hepatit B ve C enfeksiyonları için taranmalı ve taramalar süt bağışı sürdüğü müddetçe 3 ayda bir tekrarlanmalıdır. Anne sütü biyolojik bir ürün olduğu için vericiler kan bankasına bağış yapan kişiler gibi sıkı bir şekilde taranırlar. Ayrıca süt vericilerinin sigara, alkol ve ilaç kullanmaması gerekir.
Kaynak: YENİ AKİT- STAR GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder