30 Ekim 2013 Çarşamba

DİNLER ARASI DİYALOĞ SAFSATASI İYİCE RESMİLEŞMİŞ GÖRÜNÜYOR.



DİNLER ARASI DİYALOĞ SAFSATASI İYİCE RESMİLEŞMİŞ GÖRÜNÜYOR.

Hatay’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Atatürk Caddesi’nde tören düzenlenmiş, Törende Medeniyetler Korosu üyeleri de geçit yapmış.


 

O DÖNEMİN BAŞBAKANI ECEVİT: "BU KADINA HADDİNİ BİLDİRİN!"


CAMİ YIKMA USTALARI





SİNGAPUR MECLİS BAŞKANI BAŞÖRTÜLÜ

 
 
 
Singapur meclisine, tarihinin ilk başörtülü başkanı seçildi.

Toplum Geliştirme Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürüten 58 yaşındaki Halimah Yacob, Singapur Meclis Başkanlığı'na getirildi.


İşçi hareketleri, sosyal hizmetler ve okul öncesi eğitim konularında tecrübe sahibi olan Yacop'un yeni görevine başlayabilmesi için kabinedeki görevinden istifa etmesi gerekecek.


Halimah Yacob, geçen ay adı bir skandala karışmasının ardından meclis başkanlığı görevinden istifa eden Michael Palmer'in yerini alacak. Yacob, aynı zamanda Singapur Meclisi'nin ilk kadın başkanı olacak.
 
 

İNCİRLİK ÜSSÜNDE KUR'AN YIRTTILAR

 

İNCİRLİK ÜSSÜNDE KUR'AN YIRTTILAR
 


ABD askerleri, işgal ettikleri İslam ülkelerinde yaptıklarının bir benzerini Türkiyede de yaptı.

İncirlik Üssü’ndeki ABD 39. Wing Komutanlığı bünyesinde bulunan ahlaksız ABD’li askerler yılbaşı gecesi üs
içerisinde bulunan camiye girip taşkınlık yaptılar. Minberi yıkıp camı çerçeveyi kıran ABD’li askerler, Kur’an-ı Kerim’i yırtarak büyük bir alçaklığa daha imza attılar.

Coni bunu hep yapıyor


Terörist ABD’nin ‘insan hakları götürmek’ yalanıyla işgal ettiği ülkelerde oluşturduğu kaos ortamı, terörizm ve katliam operasyonlarının arkasında aslında İslâm düşmanlığı olduğu her geçen gün yeni kanıtlarla ortaya çıkıyor. Özellikle Afganistan ve Irak’taki terörist ABD askerleri, işledikleri insanlık suçlarının yanı sıra İslâm’a, Kur’an-ı Kerim’e ve Müslümanlara karşı besledikleri düşmanlığı gizleyemiyor. Son olarak Adana’daki İncirlik Üssü’ndeki şok iddiaları da ABD’nin İslâm’a karşı beslediği nefreti kanıtlar nitelikte.

Adana’da yayınlanan “Çukurova’dan Merhaba” adlı yerel gazetede yayınlanan şok habere göre ahlâksız ABD askerleri İncirlik Üssü içerisindeki camiye girerek minberi yıkıp camiyi talan ettiler ve Kur’an-ı Kerim’leri parçaladılar. İşin daha vahimi Üs Komutanlığı’ndaki askeri yetkililer olayı örtbas etmek için camiyi güya ‘tadilat’ nedeniyle ibadete kapattılar.

Olay niçin örtbas ediliyor?


Yılbaşı gecesi ABD Askerleri’nin 10. Tanker Üs Komutanlığı’nda bulunan caminin içine girerek, ahşap Minberi yıkıp, camiyi talan ettikleri iddia ediliyor. İddialar arasında İncirlik Üssü’ndeki camii içerisinde taşkınlık yapan, her fırsatta İslâm düşmanlığını kanıtlayan ahlâksız küstah ABD askerleri, camii camlarını kırıp Kuran-ı Kerim’leri parçaladıkları da var. Habere göre konu askerlerimiz tarafından Destek Grup Komutanlığı’na bildiriliyor fakat konuya müdahil olan hukukçu Hv. Yüzbaşı Atalay Akman ve Destek Grup Komutanı Hv. İsth. Yrb. Ahmet Önal tarafından yapılan inceleme neticesinde üs Komutanlığı yanlış yönlendirilerek, konunun örtbas edildiği iddia ediliyor. Olay yeri inceleme çağrılmadığı, parmak izi tespitleri yapılmadığı da iddialar arasında. Cami şu an tadilat bahanesiyle ibadete kapatılmış, çalışanlar ve üs komutanlığı ise kandırılmaya çalışılıyor.

Ordu, kimden neden korkuyor?


Kendi toprağımızda, kendi dinimiz İslâm’a karşı yapılan bu soysuzluk karşısında ordu yetkililerinin, Amerikalı askerlerin yaptığı saygısızlığı belgelemek yerine örtbas etmeye çalışması çok vahim bir durum. Amerikalı askerlerin İslâm dinine karşı yapmış olduğu bu saygısızlığın ardından ibadet edilen cami tadilat bahanesiyle ibadete kapatılmış olması bir başka kabahat. Üs içinde bulunan Türkler caminin ibadete kapatılmasının tek nedeninin haddini bilmez provokatör Amerikalı askerin yaptığı tahribatın düzeltilerek örtbas edilmesi çabası olduğunu ifade ediyorlar. Amerikalı askerlerin yaptığı küstahlığın üstü kapatılmayarak hakkında derhal hukuki işlem başlatılmalı ve Amerikalı komutan ise Müslümanlardan özür dileyerek askerleri hakkında en sert müdahalenin yapılması için soruşturmayı bizzat başlatmalıdır.

Sanki Amerikan toprağı!


Türk topraklarında yer alan İncirlik Üssü adeta bağımsız bir ABD toprağı mantığıyla işliyor. Üs içerisinde tamamen ABD’nin dediği oluyor. Öyle ki araçlar ve gerekli diğer bütün gereçler tamamen ABD’ye ait! Personel, polis araçları, askeri araçlar hepsi Amerikan! ABD burayı öylesine kendi toprağı olarak kabul etmiş ki, ABD ordusunun Genelkurmay Başkanı ve önde gelen askeri yetkililer Irak’tan veya Afganistan’dan geçerken İncirlik’e istediği gibi uğruyor. Bu ‘ziyaretleri’ sırasında inip kalkan uçaklarda kimlerin ve nelerin bulunduğu bilinmiyor. ABD, Ankara’dan hiçbir yetkilinin denetimi yahut izni olmadan istediği gibi girip çıkabiliyor buraya. Hatta hükümetten bırakın izin alınmasını, haber verilip verilmediği bile şüphe götürüyor. ABD burayı adeta Amerikan toprağı gibi kafasına göre kullanıyor.

Sarhoş asker minareden düşüp ölmüş!


Çukurova’dan Merhaba’nın gazeteci Aytekin Gezici’nin arşivinden yaptığı alıntıya göre yıllar önce de küstah ABD askeri benzer bir ahlâksızlığa imza atmış. 28 Nisan 1972 Cuma günü Vatandaş Gazetesi’nin manşetinden duyurduğu haberin başlığında Müslümanlara tahammülü olmayan sarhoş bir Amerikalı askerin yaptığına bakın; Peygamber Efendimiz (s.a.v) dünyayı şereflendirmesinin sene-i devriyesi olan Mevlid Kandili gecesi saat 24.00 sıralarında İncirlik Üssü’ndeki camiye alkollü vaziyette giren 36 yaşındaki Amerikalı Çavuş Hersel B. Mahone kendisinin hareketlerini izleyen iki arkadaşının gözü önünde minarenin şerefesine çıkmış ve İngilizce ezan okumaya kalkmışmıştır. Bir ara ingilizce olarak, “Herkes kalksın. Allahım beni kurtar” diye bağırdığı duyulan sarhoş Amerikalı çavuş hiç beklenmedik bir anda10 metre yükseklikteki minarenin şerefesinden düşerek ölmüş”

 
 

İslâm düşmanlarının ilk vukuatı değil


İslâm düşmanı ABD askerlerinin yaptığı bu ahlâksız eylem ne ilk, ne de son olacağa benziyor.

Daha önce Afganistan’daki Bagram üssünde ahlâksız ABD askerleri Kuran-ı Kerim yakmıştı. Kuran’lar yakılmak üzere üs dışına çıkarılan çöpler arasında bulunmuştu. Kur’an’a hakarete yeltenen ABD askerlerine karşı ayaklanan Afganistan halkı sokaklara dökülmüş, günlerce süren protestolarda onlarca Afganlı Müslüman yine ABD’li vahşi askerler tarafından katledilmişti. Dönemin NATO birliklerinin Amerikalı komutanı General John R. Allen, dünyadan gelen tepkiler üzerine İslâm düşmanı askerlerinin yaptıklarından dolayı güya özür dilemiş fakat hiçbir şekilde daha sonra yapılan benzer hareketlere engel olmamıştı.



Kilisede Kur’an yaktırmıştı



Yine Afganistan’da Kabil’in güneybatısındaki Deh Hodaidad köyünde bir camiyi basan gözü dönmüş ABD askerler, ibadet edenleri bir kenara toplayıp camideki Kur’an-ı Kerim’leri yırtmıştı. Olayın duyulması üzerine ülkenin birçok yerinde protesto gösterileri düzenlenmişti. Gazni vilayetinde yapılan protesto gösterisinde ABD askerileri, eylemcilere saldırmıştı. 2011 yılında da kilisesinde kurduğu temsili bir mahkemeyle “Kur’an’ı yargılama” (!) ayini yapan ABD’li İslâm düşmanı rahip Terry Jones, kürsüsünde Kur’an yaktırmıştı. Aynı şekilde Washington ve New York’ta da benzer ahlâksızlıklar yapılmıştı. Amerikan askerleri Irak’ta da 18 Mayıs 2008’de Kuran’ı Kerim’i hedef tahtası yaparak kurşun yağmuruna tutmuş, sayfalarını delik deşik etmişlerdi. İsmi açıklanmayan asker ise Irak’taki birliğinden alınarak sınır dışı edilmişti. Pentagon ise olaydan güya üzüntü duyduğunu söylemekle yetinmişti.



Haber Merkezi

http://www.milligazete.com.tr/haber/Incirlik_Ussunde_Kuran_yirttilar/271360#.Um9mf3c5nIU
 
 
 

SİYONİST CİNAYET ŞEBEKESİ MOSSAD'IN KANLI OPERASYONLARI


SİYONİST CİNAYET ŞEBEKESİ MOSSAD'IN KANLI OPERASYONLARI

 
1948 yılında Filistin topraklarını işgal ederek, Ortadoğunun bağrına zehirli bir hançer gibi saplanan Siyonist İsraile hizmet eden gizli istihbarat servisi MOSSADın kirli tarihinde Müslümanlara yönelik hazırlanan hangi tezgahlar, katliamlar ve hainlikler var?İşte bu soruların cevabı ...

Siyonist İsrail’in gizli istihbarat kuruluşu MOSSAD’ın başkanı Tamir Pardo’nun dün Türkiye’ye yaptığı gizli ziyaret akıllarda soru işareti uyandırdı.

Tam da Türkiye kamuoyunun, tüm yurdu etkisi altına alan Gezi olaylarına odaklandığı bir dönemde yapılan bu esrarengiz ziyaretin arka planında neler olduğu merak konusu.

MOSSAD Başkanı Siyonist Pardo ve MİT müsteşarı Hakan Fidan arasında yapılan görüşmede Gezi Parkı eylemlerinin de masa yatırıldığı ve bu konu üzerinde değerlendirmeler yapıldığı iddia ediliyor.

1948 yılında Filistin topraklarını işgal ederek, Ortadoğu’nun bağrına zehirli bir hançer gibi saplanan Siyonist İsrail’e hizmet eden gizli istihbarat servisi MOSSAD’ın kirli tarihinde Müslümanlara yönelik hazırlanan hangi tezgahlar, katliamlar ve hainlikler var?

İşte bu soruların cevabı ...

Terörist İsrail devletinin sözde kuruluş tarihi olan 1948’den bir yıl önce Telaviv’de kurulan MOSSAD’ın İbranice’de açılımı ‘Özel Operasyonlar Enstitüsü’ anlamına geliyor. MOSSAD, Filistin topraklarına yaptığı hain saldırılarla kadın, çocuk, ihtiyar, hasta ayırmadan binlerce masumun üzerine ölüm bombaları yağdıran işgalci İsrail’in varlığının devamı için her türlü ihanet planlarını devreye sokmaktan çekinmiyor.

Onlara göre yaptıkları aşağılık zulümlerin, Müslümanlara verdikleri her zararın nihai olarak tek bir amacı var: İçinde Güneydoğu bölgemizin de yer aldığı Nil ve Fırat arasında ki toprakların sahip olmak yani Arz-ı Mevud-u kurmak. Tahrif ettikleri kutsal kitap Tevrat’ın onlara bu toprakları vaadde bulunduğunu iddia ediyorlar ve bu sebepten dolayı yaptıkları her katliamı kendilerince meşru bir zemine oturtma aymazlığını gösteriyorlar.



 VARAN1-
İRANLI GENERAL İSTANBUL YOLUNDA KAÇIRILDI

İran Eski Savunma Bakan yardımcısı Ali Rıza Asgari, Şubat 2007 tarihinde Türkiye'de esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu. Asgari, İran savunma planlarını çok iyi bilen, nükleer sırlara vakıf olmasıyla ünlü bir askerdi. İran ordusundan emekli olduktan sonra Suriye'ye giden ve 2007 yılında Şam'dan İstanbul'a geçen Asgari kısa bir süre sonra ortadan kayboldu. İran Savunma Bakanı General Hüseyin Dakiki’nin "İsrail'in istihbarat örgütü MOSSAD, Asgari'yi İsrail'e kaçırdı. Kanıtlarımız var" şeklinde yaptığı açıklamanın İsrail tarafından reddedilmemesi Asgari’nin MOSSAD tarafından kaçırıldığın dair delilleri güçlendirdi.


 VARAN-2
İRANLI NÜKLEER FİZİKÇİLER KATLEDİLDİ!


İran’da son yıllarda öldürülen çok sayıda nükleer fizikçi cinayetinin arkasında İsrail’in gizli servisi MOSSAD’ın olduğuna dair şüpheler uzun zamandır tartışılıyor. MOSSAD ajanlarıyla birebir görüşen İsrailli gazeteciler Dan Raviv ve Yossi Melman istihbarat örgütünün nasıl çalıştığını ayrıntılarıyla incelediği kitaplarında İranlı fizikçilere yönelik cinayetlerin MOSSAD tarafından işlendiğini gözler önüne serdi.


İki gazetecinin “Spies Against Armageddon” isimli kitaplarında Tahran’ın nükleer programını durdurmak isteyen Tel Aviv hükümetinin İran’ı suikastçi timleri ile doldurduğu kaydedildi. “Düşmanınım düşmanı dostumdur” mantığı ile yolan çıkan MOSSAD’ın İran’ın nükleer programındaki önemli isimlerini öldürmek için de İran’daki Kürtler ile işbirliği yaptığı belirtildi.


 VARAN-3
11 EYLÜL SALDIRILARINDA MOSSAD PARMAĞI!


11 Eylül 2001’de ABD’de ikiz kulelere düzenlenen saldırıları İslam ülkeleri Irak ve Afganistan’ı işgal bahanesi yapan ABD ve müttefiki İsrail gizli servislerinin bu saldırılarda parmağı olduğu hep konuşuldu.


Bu konuyla ilgili tartışmalara yönelik önemli değerlendirmelerde bulunan Pakistan ordusunun emekli generallerinden Hamid Gül, United Press International'a verdiği bir röportajda 11 Eylül saldırılarının ABD Hava Kuvvetleri'nde İsrail'le işbirliği halinde olan hain unsurlar tarafından yapıldığını söyledi.


Hamid Gül röportajında 11 Eylül’e dair şu çarpıcı ayrıntıları paylaştı:
‘MOSSAD ve Amerikalı ortakları 11 Eylül saldırılarının açık suçlularıdır. Bu suçtan kim fayda görüyor? İkiz kulelere yapılan saldırı sabah saat 08:45'te başlıyor, dört uçak belirlenmiş hava rotalarından sapıyor ve hiçbir hava trafik kontrolörü alarm vermiyor. Ve saat 10:00'a kadar hiçbir Hava Kuvvetleri jeti kımıldatılmıyor.


Bu, aynı zamanda küçük çaplı bir Hava Kuvvetleri ihtilaline de işaret ediyor. Belki de, Pentagon'a karşı olmuştur öyle bir şey. Radarlar kilitlenmiş, transponderler durmuş. Hiç IFF -Dost musun, düşman mısın- sorgulaması-uyarısı yapılmamış. Pakistan'da, eğer IFF'e cavap verilmezse, başka hiçbir sorgulama yapılmadan anında jetler havalandırılır ve o uçak düşürülür. Bu, çok açık bir şekilde içerden yapılmış bir iştir. Bush korktu ve hemen bir nükleer korunma mahzenine götürüldü. Adam, açık bir şekilde nükleer bir ortamın oluşmasından korkuyordu. Bu, kim olabilirdi?


Bu da, Kennedy suikastından sonra bulutlara karışan Warren raporu gibi, soruşturmalar sırasında buhar olup uçacak mı’’

VARAN-4
CİNAYET ŞEBEKESİ MOSSAD,IRAK’TA KENDİNİ GÖSTERDİ!


Irak'ta Amerikan işgalinin başladığı Nisan 2003'ten beri MOSSAD suikast timleri aktif görevlerde bulundu.


 ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ABD Başkanı için hazırladığı bir rapora göre, Amerikan güvenlik servisi, Iraklı nükleer fizikçi bilim adamlarının tam biyografilerini İsrail'e temin etti. Ardından MOSSAD suikastlere başladı ve bu suikastler bugün de hala sürüyor.


Dr. İsmail Celili, Madrid Uluslararası Konferansı'nda Iraklı bilim adamlarının MOSSAD tarafından öldürülmesi hakkında 23-24 Nisan 2006'da gerçekleştirdiği sunumda şu dikkat çeken ifadeler yer aldı:


"Birçok suikast girişimi bilim adamı veya yakınlarının ölümü ile neticelendi. Suikast girişimleri devam ediyor. Tekrarlanan tehditler sonucunda insanlar Irak'tan ayrılmaya zorlanıyor. Bir çok ölüm tehdidi kayıtlara geçmedi. 2006 Nisan'ının son haftasında Musul'da doktorlara ülkeyi terketmeleri tehditleri yaptıkları ortaya çıktı. Iraklı bilim adamlarına suikastler Irak'ta yeni bir olay. Nisan 2003'ten önce yoktu. Suikastler, kaçırmalar ve ölüm tehditleri akademisyen ve doktorları, Irak'tan ayrılmaya zorluyor. Öldürülenlerin büyük bir çoğunluğu etnik olarak Arap."


 VARAN-5
FİLİSTİN DİRENİŞİNİN ŞEHİT KOMUTANLARI!


Siyonist İsrail’in, topraklarına uyguladığı ambargo, abluka ve işgale rağman direnişlerinden taviz vermeyen Filistin halkı, bu haklı ve şanlı mücadeleye bir çok liderini ve komutanını feda etti.


Şeyh Ahmet Yasin’den Rantisi’ye, Fethi Şikaki’den Ahmet El Caberi’ye kadar bir çok direniş lideri MOSSAD’ın istihbarat sağladığı ve İsrail ordusunun düzenlediği hain saldırılarla şehid edildi.


 VARAN-6
HAMASLI KOMUTANA DUBAİ’DE ALÇAK SUİKAST!


 2010 yılında Dubai'de bir otelde suikaste uğrayan Hamaslı komutan Mahmud El-Mabhuh cinayetinin ayrıntıları ortaya çıktığında,saldırının ardında organize bir ekibin varlığı çıkacaktı.Suikaste yönelik ayrıntılar acıklandığında, 11 kişilik ölüm timi tarafından gerçekleştirildiği anlaşılan cinayette, şüphelilerin kimliklerini gizlemek için takma sakal, peruk ve tenis kıyafetleri kullandığı anlaşıldı.

Daha sonraki süreçte Fransız, Alman, İrlanda ve İngiliz pasaportu taşıyan bu kişiler için uluslararası tutuklama emri çıkartıldı. Hamas ise suikastin arkasında İsrail gizli servisi MOSSAD'ın olduğunu savundu.

Suriye'de sürgünde yaşayan Hamas'ın önde gelen komutanlarından Mahmud El Mebhu, 2010 ay Dubai'ye gidişinden sadece 5 saat sonra esrarengiz bir suikaste kurban gitmişti.
Dünyada ses getiren cinayet soruşturmasının devamında, Polonya polisi Almanya’nın talebiyle Hamas liderlerinden Mahmud el-Mabhuh cinayetine karışan bir MOSSAD ajanını tutuklamıştı.


VARAN-7
TARİHE GEÇEN MOSSAD TEZGAHI: MÜNİH OLİMPİYAT KÖYÜ BASKINI


1972 yılında Münih Olimpiyat Köyü'nde İsrailli sporcuların bir grup özel tim tarafından kurtarma operasyonu sırasında öldürülmesi, kanlı MOSSAD eylemlerinden biri olarak tarihe geçti.


Rehinelerin kurtarılması sırasında skandal bir kurtarma operasyonuna imza atan MOSSAD, Filistinli eylemcilerle birlikte İsrailli sporcuları da öldürdü.


Katlettikleri kendi vatandaşlarını eylemci Filistinlilerin öldürdüğününe dair bir imaj oluşturan Siyonist İsrail’in gizli istihbarat servisi MOSSAD, bu operasyonun ardından öldürülen İsrail vatandaşı sporcularını gerekçe göstererek Filistinli liderlere yönelik suikast avına başladı. İsrail istihbaratı ile ortak çalışan dönemin Alman polisi İsrailli sporcuların kimler tarafından öldürüldüğünü kesin olarak ortaya çıkarabilecek otopsi sonuçlarını halka açıklamayı reddetti. Bu sayede sporcuların MOSSAD tarafından öldürüldüğünü bilimsel olarak örtülmüş oldu.


 ABDUSSAMET KARATAŞ'IN HABERİ

milligazete.com.tr (ÖZELHABER)

http://www.milligazete.com.tr/haber/SIYONIST_CINAYET_SEBEKESI_MOSSADIN_KANLI_OPERASYONLARI/283107#.Um9al3c5nIU

 

29 Ekim 2013 Salı

HADİS-İ ŞERİF


CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL,PKK'CI AHMET KAYA'YA ÖDÜL VERDİ

 

CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL,PKK'CI AHMET KAYA'YA ÖDÜL VERDİ
 


Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü Ahmet Kaya'ya

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün Ahmet Kaya'ya verilmesini uygun gördü. 

 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Müziği, müzik alanında 2013 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün "Yorumu ve söylemiyle farklı görüşlerden çok sayıda insanı bir araya getirdiği gerekçesiyle Müzik alanında merhum Ahmet Kaya'ya" verilmesini uygun gördü.

(ANKA)
 
 
 


"CHP CAMİYİ AHIR YAPTI" DİYEN ERDOĞAN BUNA NE DİYECEK?


 
"CHP CAMİYİ AHIR YAPTI" DİYEN ERDOĞAN BUNA NE DİYECEK?



 Selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor.

Milli Gazete: Selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor. Milli Şef döneminde görüntülenmedi, otlayan keçiler de CHP'li değil...



Milli Gazete, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği “Tek parti döneminde camiden ahır yapıldı” sözlerinden yola çıkarak “Bu fotoğraf Milli Şef dönemine ait değil, keçi de CHP’li değil, dün çekilen bu karede görüldüğü gibi Selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor” spotuyla manşetinde İzmir’deki Hacı Hüseyin Cami’nin fotoğrafına yer verdi. “Yıkmaktan beter” başlığıyla çıkan gazetenin haberinde “Erdoğan’ın ‘yol için cami yıkarız’ sözleri hala sıcaklığını korurken Hacı Hüseyin Cami’nin yıkıntı hali fazla söze gerek bırakmıyor” denildi.


Milli Gazete’nin ilgili haberi (27 Ekim 2013) şöyle:


Haklı olarak sıklıkla CHP dönemindeki yıkılan veya ahır yapılan camilerden bahsediliyor. Başbakan Erdoğan’ın da, “Yol için cami bile yıkarız” sözleri hâlâ sıcaklığını korurken, İzmir’de Selçuklu Devleti zamanında yapılan ecdad yadigarı tarihi Hacı Hüseyin Camii’nin yıkıntı hali fazla söze gerek bırakmıyor. Cemaati olmayan kiliseler bile restore edilirken, son 25 yılda iyice kullanılamaz hale gelen cami, adeta “Yıkmayı bırakın, yapmaya bakın” der gibi.


Buralara domuzlar yuva yapıyor


İZMİR’DEKİ Selçuklu Dönemi’nden kalan, çok büyük bir tarihi ve manevi değeri olan ecdad yadigarı Hacı Hüseyin Camii’nin mahzun ve harap hali, görenlerin için burkuyor. Azınlıklara ait “cemaati bile olmayan” kiliseleri büyük bir iştah ve hevesle tamir eden iktidar, kıyıda köşede bile kalmış mağara kiliseleri bile “keşfedip” restore etmeye soyunurken, böyle bir ecdad yadigarını es geçerse büyük bir vebali de sırtlanmış olacak. İçerisine domuzların yuva yaptığı; minberi, mihrabı ve kürsüsü dışında tamamen harap vaziyetteki “cemaatli” camii, yetkililerin ihmalinin sona ermesini ve gerekenin yapılmasını bekliyor.


Çocuklarımızın Sünneti Bu Camide Yapılmıştı


25 yıl öncesine kadar caminin hizmet verdiğini zamanla bakımsızlıktan harabeye döndüğünü aktaran köy sakinlerinden Fatma Tomat, cenazelerini dahi yakın köylerde kılınan namazların ardından defnedebildiklerini söyledi. Tomat, “Bu köye geleli 40 yıl oldu. Cami evvelden hizmet veriyordu. Hatta çocuklarımın sünnet mevlitlerini burada okutmuştuk. Ancak zamanla çürüdü. Köyde bir cenazemiz olduğu zaman yan köylerden gelinir, toplanılır ve hep birlikte defin işlemleri yapılırdı. Mevlitleri de evde okutuyoruz. Çocuklar namaza aşağıdaki köylerdeki camilere gidiyor. 25 yıldır cami bu şekilde. Arayan soran olmadığı için kimseye bir şey diyemedik” dedi.


İzmir’de Selçuklu Devleti zamanında yapıldığı belirtilen tarihi Hacı Hüseyin Camii, 25 yılda harabeye döndü.


İzmir’in Menderes ilçesinin Kuyucak köyünde, tarihi Selçuklu Devleti’ne uzanan ve kaderine terk edilen Hacı Hüseyin Camii, bakımsızlıktan dolayı hayvanların uğrak noktası haline geldi. Yıllara meydan okurcasına hala ayakta duran ancak zamanla harabeye dönen cami, köyde besicilik yapmaya karar veren Ömer Fatih Evren isimli işletmeci tarafından keşfedildi. Tarihinin gün yüzüne çıkarılması için Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü uzmanlarınca küçük çaplı araştırmalar yapıldığı ve caminin yapımında Horasan harcı denilen maddenin kullanıldığı, söz konusu maddenin de Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti döneminde ağırlıklı olarak tercih edildiğinin belirlendiği dile getirilirken, cami girişinde bulunan kitabenin Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü uzmanlarınca okutulduğunu açıklayan Evren, “Biz kooperatif olarak buraya bir işletme kurduk ve burada tarihi bir caminin olduğunu gördük. Caminin girişinde bir kitabe var. Bunu Ege Üniversitesi’ndeki ilgili uzman kişilere okuttuk ve 1200’lü yıllarında buranın Selçuklu Devleti zamanında tadilata girdiği ortaya çıktı. Bu caminin en büyük özelliğinden biri de minaresiz 7 camiden biri olması. 20 - 25 yıl öncesine kadar da hizmet veriyormuş ama bakımsızlıktan tarihi cami harabeye dönmüş. Böyle bir tarihi kaybetmek istemiyoruz” diye konuştu.


“Kültür bakanlığı sesimizi duysun, başbakanımız açılışa gelsin”


Evren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakanımız İzmir’in Seferihisar ilçesinde inek bağlanan cami hakkında üzüntülerini dile getirmiş, konu basına yansımıştı. Ama bizim buralara artık domuzlar yuva yapıyor. Umarız yetkililer buraya el atar. Bizim buradaki tarihimiz yerin altına giriyor. Keşke Kültür Bakanlığımız duysa da burayı cennete çevirse. İnanıyorum duyduklarında da üzerlerine düşen görevleri yapacaktır. İnşallah bu camiyi ayağa kaldırmayı istiyoruz ve Başbakanımızı açılışına davet ediyoruz. Burada artık insanların ibadetlerini yapabildiği, insanların cenazelerini başka yerlerde namazlarını kılıp defnetmelerini istemiyoruz. Başbakanımız Yunanistan’daki insanına üzülüyor. Başbakanımız duysa kesinlikle bizlere de çok üzülür.”


25 yıl öncesine kadar caminin hizmet vermeye devam ettiğini ancak zamanla bakımsızlıktan harabeye döndüğünü aktaran köylülerden Fatma Tomat (62) ise, cenazelerini yakın köylerde kılınan namazların ardından defnedebildiklerini söyledi. Tomat, “Bu köye geleli 40 yıl oldu. Cami evvelden hizmet veriyordu. Hatta çocuklarımın sünnet mevlitlerini burada okutmuştuk. Ancak zamanla çürüdü. Köyde bir cenazemiz olduğu zaman yan köylerden gelinir, toplanılır ve hep birlikte defin işlemleri yapılırdı. Mevlitleri de evde okutuyoruz. Çocuklar namaza aşağıdaki köylerdeki camilere gidiyor. 25 yıldır cami bu şekilde. Arayan soran olmadığı için kimseye bir şey diyemedik” dedi.


Öte yandan, Menderes Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu, ilçede Selçuklu dönemine ait herhangi bir resmi kaydın bulunmadığını belirterek, caminin tarihine ilişkin araştırma yapılması gerektiğini açıkladı. İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile yapılan görüşmede caminin, köy tüzel kişiliğine ait olduğu belirtilirken, köyde üç dönemdir muhtarlık yapan Ziya Eslik de köylü olarak kendi imkanlarınca camiyi restore etmek istediklerini ancak maddi güçlerinin yeterli olmadığını dile getirdi.


Bu fotoğraf milli şef dönemine ait değil... Keçi de chp’li değil... Dün çekilen bu karede görüldüğü gibi selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor...


http://t24.com.tr/haber/chp-camiyi-ahir-yapti-diyen-erdogana-milli-gazeteden-surpriz-yanit/242730
 
 
 


ABD DOSTLUĞU


BU SORULARA CEVAP VERECEK AK PARTİLİ ARANIYOR


SİYONİST CİNAYET ŞEBEKESİ MOSSAD'IN KANLI OPERASYONLARI

 

SİYONİST CİNAYET ŞEBEKESİ MOSSAD'IN KANLI OPERASYONLARI


1948 yılında Filistin topraklarını işgal ederek, Ortadoğunun bağrına zehirli bir hançer gibi saplanan Siyonist İsraile hizmet eden gizli istihbarat servisi MOSSADın kirli tarihinde Müslümanlara yönelik hazırlanan hangi tezgahlar, katliamlar ve hainlikler var?İşte bu soruların cevabı ...

Siyonist İsrail’in gizli istihbarat kuruluşu MOSSAD’ın başkanı Tamir Pardo’nun dün Türkiye’ye yaptığı gizli ziyaret akıllarda soru işareti uyandırdı.

Tam da Türkiye kamuoyunun, tüm yurdu etkisi altına alan Gezi olaylarına odaklandığı bir dönemde yapılan bu esrarengiz ziyaretin arka planında neler olduğu merak konusu.

MOSSAD Başkanı Siyonist Pardo ve  MİT müsteşarı Hakan Fidan arasında yapılan görüşmede Gezi Parkı eylemlerinin de masa yatırıldığı ve bu konu üzerinde değerlendirmeler yapıldığı iddia ediliyor.
1948 yılında Filistin topraklarını işgal ederek, Ortadoğu’nun bağrına zehirli bir hançer gibi saplanan Siyonist İsrail’e hizmet eden gizli istihbarat servisi MOSSAD’ın  kirli tarihinde Müslümanlara yönelik hazırlanan hangi tezgahlar, katliamlar ve hainlikler var?

İşte bu soruların cevabı ...

Terörist İsrail devletinin sözde kuruluş tarihi olan 1948’den bir yıl önce Telaviv’de kurulan MOSSAD’ın İbranice’de açılımı ‘Özel Operasyonlar Enstitüsü’ anlamına geliyor. MOSSAD, Filistin topraklarına yaptığı hain saldırılarla kadın, çocuk, ihtiyar, hasta ayırmadan  binlerce masumun üzerine ölüm bombaları yağdıran işgalci İsrail’in varlığının devamı için her türlü ihanet planlarını devreye sokmaktan çekinmiyor.

Onlara göre yaptıkları aşağılık zulümlerin, Müslümanlara verdikleri her zararın nihai olarak tek bir amacı var: İçinde Güneydoğu bölgemizin de  yer aldığı Nil ve Fırat arasında ki toprakların sahip olmak yani Arz-ı Mevud-u kurmak. Tahrif ettikleri kutsal kitap Tevrat’ın onlara bu toprakları vaadde bulunduğunu iddia ediyorlar ve  bu sebepten dolayı  yaptıkları her katliamı kendilerince meşru bir zemine oturtma aymazlığını gösteriyorlar.


VARAN1-
İRANLI GENERAL İSTANBUL YOLUNDA KAÇIRILDI

İran Eski Savunma Bakan yardımcısı Ali Rıza Asgari, Şubat 2007 tarihinde Türkiye'de esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu.  Asgari, İran savunma planlarını çok iyi bilen, nükleer sırlara vakıf olmasıyla ünlü bir askerdi. İran ordusundan emekli olduktan sonra Suriye'ye giden ve 2007 yılında Şam'dan İstanbul'a geçen Asgari kısa bir süre sonra ortadan kayboldu. İran Savunma Bakanı General Hüseyin Dakiki’nin "İsrail'in istihbarat örgütü MOSSAD, Asgari'yi İsrail'e kaçırdı. Kanıtlarımız var" şeklinde yaptığı açıklamanın İsrail tarafından reddedilmemesi Asgari’nin MOSSAD tarafından kaçırıldığın dair delilleri güçlendirdi.
 
 

VARAN-2

İRANLI NÜKLEER FİZİKÇİLER KATLEDİLDİ!

İran’da  son yıllarda öldürülen çok sayıda nükleer fizikçi cinayetinin arkasında İsrail’in gizli servisi MOSSAD’ın olduğuna dair şüpheler uzun zamandır tartışılıyor. MOSSAD ajanlarıyla birebir görüşen İsrailli gazeteciler Dan Raviv ve Yossi Melman istihbarat örgütünün nasıl çalıştığını ayrıntılarıyla incelediği  kitaplarında İranlı fizikçilere yönelik cinayetlerin MOSSAD tarafından işlendiğini gözler önüne serdi.

İki gazetecinin “Spies Against Armageddon” isimli kitaplarında Tahran’ın nükleer programını durdurmak isteyen Tel Aviv hükümetinin İran’ı suikastçi timleri ile doldurduğu kaydedildi. “Düşmanınım düşmanı dostumdur” mantığı ile yolan çıkan MOSSAD’ın İran’ın nükleer programındaki önemli isimlerini öldürmek için de İran’daki Kürtler ile işbirliği yaptığı belirtildi.

VARAN-3
11 EYLÜL SALDIRILARINDA MOSSAD PARMAĞI!

11 Eylül 2001’de ABD’de ikiz kulelere düzenlenen saldırıları İslam ülkeleri Irak ve Afganistan’ı işgal bahanesi yapan ABD ve müttefiki İsrail gizli servislerinin bu saldırılarda  parmağı olduğu hep konuşuldu.

Bu konuyla ilgili tartışmalara yönelik önemli değerlendirmelerde bulunan Pakistan ordusunun emekli generallerinden Hamid Gül, United Press International'a verdiği bir röportajda 11 Eylül saldırılarının ABD Hava Kuvvetleri'nde İsrail'le işbirliği halinde olan hain unsurlar tarafından yapıldığını söyledi.

Hamid Gül röportajında 11 Eylül’e dair şu çarpıcı ayrıntıları paylaştı:
‘MOSSAD ve Amerikalı ortakları 11 Eylül saldırılarının açık suçlularıdır. Bu suçtan kim fayda görüyor? İkiz kulelere yapılan saldırı sabah saat 08:45'te başlıyor, dört uçak belirlenmiş hava rotalarından sapıyor ve hiçbir hava trafik kontrolörü alarm vermiyor. Ve saat 10:00'a kadar hiçbir Hava Kuvvetleri jeti kımıldatılmıyor.

Bu, aynı zamanda küçük çaplı bir Hava Kuvvetleri ihtilaline de işaret ediyor. Belki de, Pentagon'a karşı olmuştur öyle bir şey. Radarlar kilitlenmiş, transponderler durmuş. Hiç IFF -Dost musun, düşman mısın- sorgulaması-uyarısı yapılmamış. Pakistan'da, eğer IFF'e cavap verilmezse, başka hiçbir sorgulama yapılmadan anında jetler havalandırılır ve o uçak düşürülür. Bu, çok açık bir şekilde içerden yapılmış bir iştir. Bush korktu ve hemen bir nükleer korunma mahzenine götürüldü. Adam, açık bir şekilde nükleer bir ortamın oluşmasından korkuyordu. Bu, kim olabilirdi? ‘
Bu da, Kennedy suikastından sonra bulutlara karışan Warren raporu gibi, soruşturmalar sırasında buhar olup uçacak mı’’


VARAN-4
CİNAYET ŞEBEKESİ MOSSAD , IRAK’TA KENDİNİ GÖSTERDİ!

Irak'ta Amerikan işgalinin başladığı Nisan 2003'ten beri MOSSAD suikast timleri aktif görevlerde bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ABD Başkanı için hazırladığı bir rapora göre, Amerikan güvenlik servisi, Iraklı nükleer fizikçi bilim adamlarının tam biyografilerini İsrail'e temin etti. Ardından MOSSAD suikastlere başladı ve bu suikastler bugün de hala sürüyor.

Dr. İsmail Celili, Madrid Uluslararası Konferansı'nda Iraklı bilim adamlarının MOSSAD tarafından öldürülmesi hakkında 23-24 Nisan 2006'da gerçekleştirdiği sunumda şu dikkat çeken ifadeler yer aldı:
"Birçok suikast girişimi bilim adamı veya yakınlarının ölümü ile neticelendi. Suikast girişimleri devam ediyor. Tekrarlanan tehditler sonucunda insanlar Irak'tan ayrılmaya zorlanıyor. Bir çok ölüm tehdidi kayıtlara geçmedi. 2006 Nisan'ının son haftasında Musul'da doktorlara ülkeyi terketmeleri tehditleri yaptıkları ortaya çıktı. Iraklı bilim adamlarına suikastler Irak'ta yeni bir olay. Nisan 2003'ten önce yoktu. Suikastler, kaçırmalar ve ölüm tehditleri akademisyen ve doktorları, Irak'tan ayrılmaya zorluyor. Öldürülenlerin büyük bir çoğunluğu etnik olarak Arap."


VARAN-5
FİLİSTİN  DİRENİŞİNİN ŞEHİT KOMUTANLARI!

Siyonist İsrail’in, topraklarına uyguladığı ambargo, abluka ve işgale rağman direnişlerinden taviz vermeyen Filistin halkı, bu haklı ve şanlı  mücadeleye bir çok liderini ve komutanını feda etti.
Şeyh Ahmet Yasin’den Rantisi’ye, Fethi Şikaki’den Ahmet El Caberi’ye kadar bir çok direniş lideri MOSSAD’ın istihbarat sağladığı ve İsrail ordusunun düzenlediği  hain saldırılarla şehid edildi. 
 
 
 

VARAN-6
HAMASLI KOMUTANA DUBAİ’DE ALÇAK SUİKAST!

2010 yılında Dubai'de bir otelde suikaste uğrayan Hamaslı komutan  Mahmud El-Mabhuh cinayetinin ayrıntıları ortaya çıktığında,saldırının ardında organize bir ekibin varlığı çıkacaktı.Suikaste yönelik ayrıntılar acıklandığında, 11 kişilik ölüm timi tarafından gerçekleştirildiği anlaşılan cinayette, şüphelilerin kimliklerini gizlemek için takma sakal, peruk ve tenis kıyafetleri kullandığı anlaşıldı.
Daha sonraki süreçte Fransız, Alman, İrlanda ve İngiliz pasaportu taşıyan bu kişiler için uluslararası tutuklama   emri çıkartıldı. Hamas ise suikastin arkasında İsrail gizli servisi MOSSAD'ın olduğunu savundu.
Suriye'de sürgünde yaşayan Hamas'ın önde gelen komutanlarından Mahmud El Mebhu, 2010 ay Dubai'ye gidişinden sadece 5 saat sonra esrarengiz bir suikaste kurban gitmişti.
Dünyada ses getiren cinayet soruşturmasının devamında,  Polonya polisi Almanya’nın talebiyle Hamas liderlerinden Mahmud el-Mabhuh cinayetine karışan bir MOSSAD ajanını tutuklamıştı.
 
 
 

VARAN-7
TARİHE GEÇEN MOSSAD TEZGAHI: MÜNİH OLİMPİYAT KÖYÜ BASKINI

1972 yılında Münih Olimpiyat Köyü'nde İsrailli sporcuların bir grup özel tim tarafından kurtarma operasyonu sırasında öldürülmesi, kanlı MOSSAD eylemlerinden biri olarak tarihe geçti.
Rehinelerin kurtarılması sırasında skandal bir kurtarma operasyonuna imza atan MOSSAD, Filistinli eylemcilerle birlikte İsrailli  sporcuları da öldürdü.
Katlettikleri kendi vatandaşlarını eylemci Filistinlilerin öldürdüğününe dair bir imaj oluşturan Siyonist İsrail’in gizli istihbarat servisi MOSSAD, bu operasyonun ardından  öldürülen İsrail vatandaşı sporcularını gerekçe göstererek  Filistinli liderlere yönelik suikast avına başladı.  İsrail istihbaratı ile ortak çalışan dönemin Alman polisi İsrailli sporcuların kimler tarafından öldürüldüğünü kesin olarak ortaya çıkarabilecek otopsi sonuçlarını halka açıklamayı reddetti. Bu sayede sporcuların MOSSAD tarafından öldürüldüğünü bilimsel olarak örtülmüş oldu


milligazete.com.tr  (ÖZELHABER)


http://www.milligazete.com.tr/haber/SIYONIST_CINAYET_SEBEKESI_MOSSADIN_KANLI_OPERASYONLARI/283107#.Um9ca3c5nIV



28 Ekim 2013 Pazartesi

CHP camiyi ahır yaptı'diyen Erdoğan buna ne diyecek?

 

CHP camiyi ahır yaptı'diyen Erdoğan buna ne diyecek?

 
Selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor.

Milli Gazete: Selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor. Milli Şef döneminde görüntülenmedi, otlayan keçiler de CHP'li değil.


 
Milli Gazete, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği “Tek parti döneminde camiden ahır yapıldı” sözlerinden yola çıkarak “Bu fotoğraf Milli Şef dönemine ait değil, keçi de CHP’li değil, dün çekilen bu karede görüldüğü gibi Selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor” spotuyla manşetinde İzmir’deki Hacı Hüseyin Cami’nin fotoğrafına yer verdi. “Yıkmaktan beter” başlığıyla çıkan gazetenin haberinde “Erdoğan’ın ‘yol için cami yıkarız’ sözleri hala sıcaklığını korurken Hacı Hüseyin Cami’nin yıkıntı hali fazla söze gerek bırakmıyor” denildi.


Milli Gazete’nin ilgili haberi (27 Ekim 2013) şöyle:


Haklı olarak sıklıkla CHP dönemindeki yıkılan veya ahır yapılan camilerden bahsediliyor. Başbakan Erdoğan’ın da, “Yol için cami bile yıkarız” sözleri hâlâ sıcaklığını korurken, İzmir’de Selçuklu Devleti zamanında yapılan ecdad yadigarı tarihi Hacı Hüseyin Camii’nin yıkıntı hali fazla söze gerek bırakmıyor. Cemaati olmayan kiliseler bile restore edilirken, son 25 yılda iyice kullanılamaz hale gelen cami, adeta “Yıkmayı bırakın, yapmaya bakın” der gibi.


Buralara domuzlar yuva yapıyor


İZMİR’DEKİ Selçuklu Dönemi’nden kalan, çok büyük bir tarihi ve manevi değeri olan ecdad yadigarı Hacı Hüseyin Camii’nin mahzun ve harap hali, görenlerin için burkuyor. Azınlıklara ait “cemaati bile olmayan” kiliseleri büyük bir iştah ve hevesle tamir eden iktidar, kıyıda köşede bile kalmış mağara kiliseleri bile “keşfedip” restore etmeye soyunurken, böyle bir ecdad yadigarını es geçerse büyük bir vebali de sırtlanmış olacak. İçerisine domuzların yuva yaptığı; minberi, mihrabı ve kürsüsü dışında tamamen harap vaziyetteki “cemaatli” camii, yetkililerin ihmalinin sona ermesini ve gerekenin yapılmasını bekliyor.


Çocuklarımızın Sünneti Bu Camide Yapılmıştı


25 yıl öncesine kadar caminin hizmet verdiğini zamanla bakımsızlıktan harabeye döndüğünü aktaran köy sakinlerinden Fatma Tomat, cenazelerini dahi yakın köylerde kılınan namazların ardından defnedebildiklerini söyledi. Tomat, “Bu köye geleli 40 yıl oldu. Cami evvelden hizmet veriyordu. Hatta çocuklarımın sünnet mevlitlerini burada okutmuştuk. Ancak zamanla çürüdü. Köyde bir cenazemiz olduğu zaman yan köylerden gelinir, toplanılır ve hep birlikte defin işlemleri yapılırdı. Mevlitleri de evde okutuyoruz. Çocuklar namaza aşağıdaki köylerdeki camilere gidiyor. 25 yıldır cami bu şekilde. Arayan soran olmadığı için kimseye bir şey diyemedik” dedi.


İzmir’de Selçuklu Devleti zamanında yapıldığı belirtilen tarihi Hacı Hüseyin Camii, 25 yılda harabeye döndü.


İzmir’in Menderes ilçesinin Kuyucak köyünde, tarihi Selçuklu Devleti’ne uzanan ve kaderine terk edilen Hacı Hüseyin Camii, bakımsızlıktan dolayı hayvanların uğrak noktası haline geldi. Yıllara meydan okurcasına hala ayakta duran ancak zamanla harabeye dönen cami, köyde besicilik yapmaya karar veren Ömer Fatih Evren isimli işletmeci tarafından keşfedildi. Tarihinin gün yüzüne çıkarılması için Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü uzmanlarınca küçük çaplı araştırmalar yapıldığı ve caminin yapımında Horasan harcı denilen maddenin kullanıldığı, söz konusu maddenin de Bizans ve Anadolu Selçuklu Devleti döneminde ağırlıklı olarak tercih edildiğinin belirlendiği dile getirilirken, cami girişinde bulunan kitabenin Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü uzmanlarınca okutulduğunu açıklayan Evren, “Biz kooperatif olarak buraya bir işletme kurduk ve burada tarihi bir caminin olduğunu gördük. Caminin girişinde bir kitabe var. Bunu Ege Üniversitesi’ndeki ilgili uzman kişilere okuttuk ve 1200’lü yıllarında buranın Selçuklu Devleti zamanında tadilata girdiği ortaya çıktı. Bu caminin en büyük özelliğinden biri de minaresiz 7 camiden biri olması. 20 - 25 yıl öncesine kadar da hizmet veriyormuş ama bakımsızlıktan tarihi cami harabeye dönmüş. Böyle bir tarihi kaybetmek istemiyoruz” diye konuştu.


“Kültür bakanlığı sesimizi duysun, başbakanımız açılışa gelsin”


Evren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakanımız İzmir’in Seferihisar ilçesinde inek bağlanan cami hakkında üzüntülerini dile getirmiş, konu basına yansımıştı. Ama bizim buralara artık domuzlar yuva yapıyor. Umarız yetkililer buraya el atar. Bizim buradaki tarihimiz yerin altına giriyor. Keşke Kültür Bakanlığımız duysa da burayı cennete çevirse. İnanıyorum duyduklarında da üzerlerine düşen görevleri yapacaktır. İnşallah bu camiyi ayağa kaldırmayı istiyoruz ve Başbakanımızı açılışına davet ediyoruz. Burada artık insanların ibadetlerini yapabildiği, insanların cenazelerini başka yerlerde namazlarını kılıp defnetmelerini istemiyoruz. Başbakanımız Yunanistan’daki insanına üzülüyor. Başbakanımız duysa kesinlikle bizlere de çok üzülür.”


25 yıl öncesine kadar caminin hizmet vermeye devam ettiğini ancak zamanla bakımsızlıktan harabeye döndüğünü aktaran köylülerden Fatma Tomat (62) ise, cenazelerini yakın köylerde kılınan namazların ardından defnedebildiklerini söyledi. Tomat, “Bu köye geleli 40 yıl oldu. Cami evvelden hizmet veriyordu. Hatta çocuklarımın sünnet mevlitlerini burada okutmuştuk. Ancak zamanla çürüdü. Köyde bir cenazemiz olduğu zaman yan köylerden gelinir, toplanılır ve hep birlikte defin işlemleri yapılırdı. Mevlitleri de evde okutuyoruz. Çocuklar namaza aşağıdaki köylerdeki camilere gidiyor. 25 yıldır cami bu şekilde. Arayan soran olmadığı için kimseye bir şey diyemedik” dedi.


 Öte yandan, Menderes Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu, ilçede Selçuklu dönemine ait herhangi bir resmi kaydın bulunmadığını belirterek, caminin tarihine ilişkin araştırma yapılması gerektiğini açıkladı. İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile yapılan görüşmede caminin, köy tüzel kişiliğine ait olduğu belirtilirken, köyde üç dönemdir muhtarlık yapan Ziya Eslik de köylü olarak kendi imkanlarınca camiyi restore etmek istediklerini ancak maddi güçlerinin yeterli olmadığını dile getirdi.


 Bu fotoğraf milli şef dönemine ait değil... Keçi de CHP’li değil... Dün çekilen bu karede görüldüğü gibi Selçuklu’dan kalma tarihi camide keçiler otluyor...

 
 


Cübbeli Ahmet Hoca: "Hepimiz Hata Yaptık"


27 Ekim 2013 Pazar

Abdullah Öcalan'ın yakalanması ve duruşması


Tayyip Erdoğan'ın Zina hakkındaki konuşması


ABD'li Tarihçi Griffin Tarpley:Obama Erdoğan'ı Aldatıyor


AKP'li vekil: "BOP Yahudi menşeli İsrail menşeli bir projedir.


BDP'YE İKİYE BÖLÜNDÜ.



 
BDP'YE İKİYE BÖLÜNDÜ

 
 
HDP GENEL BAŞKANLIĞINA SEBAHAT TUNCEL SEÇİLDİ


 İşte HDP'nin genel başkanı!


HDP'nin Büyük Kongresi'nde BDP'den istifa eden Sabahat Tuncel seçildi.


Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkanlığına İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel seçildi.


HDP Büyük Kongresi'nde parti organları için seçim yapıldı. Buna göre, HDP Genel Başkanlığına BDP'den ayrılarak HDP'ye geçen İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel seçildi.


 74 delege ile yapılan seçimlerde, Parti Meclisi'ne asil üye seçilen 80 isimden bazıları şöyle:


 "Ertuğrul Kürkçü, Emre Yalçın, Sırrı Süreyya Önder, Doğacan Yılmaz, Levent Tüzel, Ali Oruç, Ayhan Bilgen, Ferhat Tunç, Karabet Paylan, GencayGürsoy, Salman Kaya, Yavuz Önen, Mıgırdıç Margosyan, Erol Katırcıoğlu, Yurdusev Özsökmenler, Fatma Gök, Fatoş Güney, Hüda Kaya ve Remzi Altınpolat."
 
 

ALLAYIP PULLADILAR


Kürt Yahudiler Kürdistan Zaxo Mardin İsrail Kudüs Tel Aviv



Kürt Yahudiler Kürdistan Zaxo Mardin İsrail Kudüs Tel Aviv
 

Kurdish Jews Kurdistan Zaxo Mardin Israel Jerusalem Tel Aviv

İkinci İsrail Nerde Kuruluyor ?


PKK'YI KÜRTLER KURMADI-PKK'YI İSRAİL'İN KURDUĞUNUN BELGESİ


Teröristler namazla böyle dalga geçiyor! Kandil'de PKK'lı teröristler-2


Namaz ve ezanla dalga geçen dinsiz PKK zihniyetini izle izlettir!-1


PKK'DAN HIRİSTİYANLIK DERSİ YAPILDIĞI ORTAYA ÇIKTI

 
 

PKK'DAN HIRİSTİYANLIK DERSİ YAPILDIĞI ORTAYA ÇIKTI.



PKK'nın bugüne dek Zerdüştlüğü öven açıklamalarının ardından, şimdi de teröristlere Hristiyanlık propagandası yapıldığı ortaya çıktı.

Bölücü terör örgütü din konusunda bocalama yaşıyor. Şehirlerde sivil cuma namazları kıldırdılar. ''Dağda bizler Zerdüştüz, Kürtlerin dini Zerdüştlüktür'' dediler.

Hac ayı geldiğinde de gözlerini Avrupa'daki gurbetçilerin cebine diktiler. Düzenledikleri hac organizasyonları ile örgüte gelir sağladılar.

TRT Haber'de yer alan habere göre teröristlerin gerçek yüzünü; Kandil Dağı'nda Hıristiyanlığı simgeleyen figürlerle çektirdikleri fotoğraflar ortaya koydu. Örgütün teröristlere burada Hristiyanlık propagandası yaptığı öğrenildi.

Hristiyanlığı desteklemek için örgüt her şeyi düşünmüş. Ölen Hristiyan teröristler için mezarlıkları bile var. Terör örgütünün İslamiyet'le bir sorunu olduğu ise kesin.

Amaç Halkı İslamiyet'e Düşman Etmek

Teröristlere namaz kıldırılmadığı biliniyordu ve bunu destekleyen teslim olan teröristin itirafları da var.

Teslim olan Rojhat" kod adlı terörist, ifadesinde de sözde sivil itaatsizlik için kılınan cuma namazlarının aslında örgütün halkı camiden uzak tutma taktiği olduğunu itiraf etti.

İslamiyete göre haram sayılan domuz etini yiyen, namazla dalga geçen teröristlere ait bu fotoğraflar daha çok konuşulacak gibi görünüyor.


 
http://www.haberinvakti.com/guncel/pkkdan-hristiyanlik-dersi-h16745.html


PKK'LILAR HIRİSTİYANMI? ZERDÜŞTMÜ? KOMÜNİSTMİ?

 
 
PKK'LILAR HIRİSTİYANMI? ZERDÜŞTMÜ? KOMÜNİSTMİ?


CEVAP: PKK İÇERSİNDE HIRİSTİYAN ERMENİLER,ZERDÜŞT KÜRTLER,YAHUDİ KÜRTLER,ALEVİ KÜRTLER VE KOMÜNİSTLER VAR.



SİYASİ MİZAH-12


26 Ekim 2013 Cumartesi

"Hükümet, MGV'nin tüm mal varlığını iade etti.



"Hükümet, MGV'nin tüm mal varlığını iade etti.

Bu arada bu MGV, Milli Gençlik Vakfı değil. Mor Gabriel Vakfı..."


ERDOĞAN'IN VALİSİ "TARİHE UYMUYOR" DEYİP TARİHİ ESERİ YIKTIRDI


 
ERDOĞAN'IN VALİSİ "TARİHE UYMUYOR" DEYİP TARİHİ ESERİ YIKTIRDI


Edirne’de onarımı süren Saatli Medrese’nin, öğrenci yurdu olarak kullandığı dönemde kazan dairesi olarak yapılan bina, kentte kısa bir süre önce göreve başlayan Vali Hasan Dur
uer’in verdiği talimatla yıkıldı. Vali, gerekçe olarak 'tarihi dokuya uymuyor’ dedi.


EDİRNE- Edirne’ye vali olarak atandıktan sonra kenti gezerek tarihi değerlere sahip çıkacağını savunan Hasan Duruer, Fatih Sultan Mehmet’in çocukluk döneminde eğitim gördüğü Saatli Medrese'yi gezdi. Onarımı, müteahhitle yaşanan anlaşmazlık nedeniyle mahkemelik olan Saatli Medrese’nin öğrenci yurdu olarak kullanıldığı dönemde yapılan kazan dairesini gören Vali Hasan Duruer, tarihi dokuya uymadığı gerekçesiyle yıkılması talimatını verdi.


İŞ MAKİNALARIYLA YIKTILAR


Edirne Özel İdaresi ve Vakıflar Edirne Bölge Müdürlüğü görevlileri, betonarme tek katlı bina çevresinde inceleme yaparak yıkım ekibi oluşturdu. Üç Şerefeli Cami ile medrese arasındaki türbe ve tuvaletlerin yanında bulunan ve 4 duvardan oluşan bina iş makinalarıyla bir günde yıkıldı.


Edirne Valisi Hasan Duruer, kentin tarihi eserleriyle çok önemli bir kent olduğunu ifade ederek, "Geldiğimden bu yana kentin tarihi eserlerini geziyorum. Eserlerde tarihi dokuya uymayan şeyleri kaldıracağız" dedi.


SAATLİ MEDRESE

Osmanlı İmparatorluğu’na 92 yıl başkentlik yapmış olan Edirne’de tarihi Saatli Medrese, Üç Şerefeli Cami ve Peykler Medresesi'nin yanında Sultan II. Murat zamanında 1437-1447 yıllarında yaptırıldı. Medresede çocukluk ve gençlik dönemlerini yaşayan Fatih Sultan Mehmet de de eğitim aldı.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/yasam/vali-tarihe-uymuyor-deyip-tarihi-eseri-yiktirdi-h17897.html
 
 

İKİ BAŞBAKAN


BOP EŞ BAŞKANI,ABD İŞBİRLİKÇİSİ BAŞBAKAN ERDOĞAN VE BÜLENT ARINÇ



BOP EŞ BAŞKANI,ABD İŞBİRLİKÇİSİ BAŞBAKAN ERDOĞAN VE BÜLENT ARINÇ


BAŞBAKAN: “BİZİM DÖRT KEZ BUNLARLA(TERÖR ÖRGÜTÜ) BİR ARAYA OTURDUĞUMUZU SÖYLEME ŞEREFSİZLİĞİNİ YAPANLAR,BU ALÇAKÇA İFTİRA DA BULUNANLAR, BUNUN HESABINI HER YERDE VERECEKLERDİR”DEMİŞTİ.


Bülent Arınç’ta ”Biz teröristlerle, örgütle pazarlık yapacak namussuz ve ahlaksızlardan değiliz” ifadesini kullanmıştı ki tarihe geçecek bir sözdür.

Aman ne güzel ahlak ve ne güzel namus anlayışıdır ki, dünya tarihine geçecek niteliktedir.

Çünkü aynen dediklerini yaptılar; terör örgütü ile asla ve katiyetle görüşmüyorlar devlet görüşüyor. 

Tayyip Bey’in ifadesine göre de devletin görüşmesinin de şerefsizlik ve namussuzlukla bir ilgisi yoktur.

HADİS-İ ŞERİF